Çanakkale Bayan Masör – Mutlu Son

Çanakkale Bayan Masör – Mutlu Son

Çanakkale Bayan Masör – Mutlu Son ” İçinde bulunmuş olduğum durumda, bu öneriye karşı bir itirazım olamazdı normal olarak hatta yerine getirilmesini iple çekmeye başladım. Ertesi akşam tam beşte, odamda yalnız otururken sözünün eri Phoebe geldi ve onu takip etmemi söyledi. Usulca arka merdivenden aşağı indik. Phoebe, bazı eski mobilyalarla içki kasalarının saklandığı karanlık bir odanın kapısını açarak beni içeri çekti, kapıyı ardımızdan sürgüledi.

İçerde lamba yoktu, sahnenin yer aldığı aydınlık odayla aramızdaki bölgede bulunan uzun bir yarıktan gelen ışıktan başka bir aydınlatma yoktu. Alçak kasaların üzerine oturup kendimiz görülmeden, bir tek gözlerimizi tahta kaplamanın kalktığı çatlağa uydurarak her şeyi hem rahat, bununla birlikte açık görebilecek şekilde yerleştik. İlk görmüş olduğum fert, sırtı bizlere dönük duran ve bir yazıya bakan genç beyefendiydi. Polly hemen hemen gelmemişti fakat bir dakika bile geçmeden kapı açıldı ve içeri girdi. Erkek te kapının sesi üzerine dönmüş, son derece büyük bir sevecenlik ve sevinçle onu karşılamaya koşmuştu.

Çanakkale Bayan Masör – Mutlu Son

Çanakkale Bayan Masör – Mutlu Son Polly’i selamladıktan sonrasında karşımızdaki yatağa götürdü, ikisi de oturdular ve genç Cenevreli bir bardak şarapla gümüş tepsiden birkaç Napoli bisküvisi sundu sevgilisine. Birazdan birkaç tatlı öpücüğün peşinden delikanlının kırık, dökük İngilizcesiyle sorduğu sorular ve aldığı yanıtlardan sonra, adam soyunmaya başladı ve birkaç dakika sonra sadece gömleğiyle kaldı. Sanki bu, tüm giysilerini çıkarıp atmaları için beklenen bir işaretmişçesine, havanın sıcaklığının da tamamen onayladığı bir hareketle Polly düğmelerini çözmeye başladı, korse kullanmadığı için aşığının da yardımıyla iç gömleğine kadar her şeyi çıkarıverdi.

Bunun üzerine delikanlı da derhal bel ve diz bağlarını çözüp pantolonunu indirdi, bileklerinden sıyırıp çıkarıp attı. Gömleğinin yakası da açılmıştı Polly’e yüreklendirici bir öpücük verdikten sonrasında kızın gömleğini tek hareketle çıkarıverdi. Insanın tavrına alışık olan Polly kızardı kızarmıştı ama kesinlikle benim kadar değil. Doğanın ellerinden çıktığı anki benzer biçimde çırılçıplak haliyle karşımda duruyordu. Omuzları üzerine dalga, dalga düşmüş saçları, göz kamaştırıcı beyazlıktaki boynu ve yanaklarını ve yavaş, yavaş tüm bedenini saran pembeliği ile göz kamaştırıcı görünüyordu. Bu kız on sekizinden büyük olamazdı. Yüzü düzgün ve sevimli, vücuduysa çok zarifti. Onun o olgun, büyüleyici, yuvarlak ve sert olup tüm korseleri küçümsercesine kendi adım atarına dikilen göğüslerine gıpta etmemek elde değildi.