Çanakkale Mutlu Son

Çanakkale Mutlu Son

Turner gözlerini dikerek ona baktı ve “Bir şey mi oldu?” diye sordu. Miranda bitkin bir halde gülümsedi, lokmasını çiğnedi, yuttu ve mırıldandı, Çanakkale Mutlu Son “aslabir şey yok ama ben gerçekten de çok açım.” “Öyle olduğunu görüyoruz, ” dedi Olivia kuru bir sesle, annesi onaylamayan gözlerle ona baktı. Miranda bademli pilicinden bir lokma daha ısırdıktan sonrasında yine yüzünü buruşturdu. Bu kez Turner onun kötü olduğunu görmüş olduğunden emindi. “Bir ses çıkardın, ” dedi kesin bir dille. Çanakkale Mutlu Son “Seni duydum. Ne oldu?” Miranda ağzındaki lokmayı çiğnedi ve yuttu. “aslabir şey. Öyle açım ki.” “kim bilir çok hızlı yiyorsun, ” dedi Olivia. Miranda bu bahaneye atladı.

“Evet, evet, sebebi bu olmalı. Yavaş yiyeceğim.” neyse ki, Leydi Rudland Turner’ı son zamanlarda Parlamentoda desteklediği bir yasa tasarısı tartışmasının içine çekmiş ve konuşmaların yönü değişmişti. Miranda Turner’ın dikkatinin başka tarafa kaymasından memnundu; çünkü Turner kendisini çok yakından izlediği için yüzünü sakin göstermesi zor oluyordu. Karnı tekrar kasıldı ve bu kez Miranda’nın sabrı taştı. “Kes şunu, ” diye fısıldadı, karnına bakarak. “Yoksa adın kesinlikle Iphigenia olacak.”

Çanakkale Mutlu Son

“Bir şey mi söyledin, Miranda?” diye sordu Olivia. “Yo, hayır, sanmıyorum.” Aradan birkaç dakika geçti ve bir başka kasılma daha hissetti. “Kes şunu, Nigel, ” diye fısıldadı. Çanakkale Mutlu Son “Seninle bir antak kalma yapmıştık.” “Senin bir şey söylemiş olduğinden inanırım, ” dedi Olivia kesin bir üslupla. “azca önce bana Nigel mi dedin?” diye sordu Turner. Tuhaf, diye düşündü Miranda, iyi mi oluyordu da Turner kendisine Nigel denilmesine Miranda’nın yatağını terk etmesinden daha çok bozulabiliyordu. “ne olursa olsun öyle bir şey demedim.

Hayal görüyorsun. Gerçekten çok yorgunum, Eğer kimse için bir mahsuru yoksa odama çekileceğim, ” dedi ve tam ayağa kalkarken, bacaklarının arasından bir sıvının akmış olduğunı hissetti. Tekrar yerine oturdu. “neyse, en iyisi tatlıyı bekleyeyim.” Leydi Rudland, rejimde olduğundan onlar pudinglerini yerkenseyretmeye dayanamayacağını belirterek özür diledi ve masadan ayrıldı. Onun ayrılışı Miranda’nın konuşmaya girmekten kaçınmasını daha da zorlaştırdı, ancak Miranda kimsenin kendisine sual sormamasını ümit ederek tatlısını yemeye dalmış gibi görünmek için elinden geleni yaptı.